30 Haziran 2016 Perşembe

Hamilelik Günlüğüm: 37. HAFTA

Alınacaklar hiç bitmiyordu. Hep eksik bir şeyler çıkıp duruyordu. Bizde bu hafta da annemle çıkıp son eksikleri alalım dedik. Bunlar daha çok hastane odası süsleme ile ilgili şeylerdi. Sabah 9 da çıktık yola. Öğlen 1 gibi evdeydik. Hava zaten sıcak! Bende giymişim deli gibi sıkan bir pantolon, ayaklar şiş olduğu için altta terlik, üstte en bolundan bi tşört. Sıfır makyaj, duştan yeni çıkıp ıslak topuz yapılmış saçlar(dipnot:dipleri çıkmış saçlar) Hayal ettiniz mi ne haldeyim ve hala gezme peşindeyim. Çünkü kendim seçmek istiyorum her şeyi.
 Burada ki hata bu işleri daha önceden halletmemiş olmam. Neyse bunun acısı yeterince çıktı benden bence. O kadar gezmeye karşılık, ertesi gün bitik haldeydim. Yürüyemiyordum ya resmen. Kasık bölgem, bacaklarım nasıl ağrıyor anlatamam. Yatakta dönmek zaten zorken bu ağrılarla hiç dönemedim ve tabi uyuyamadım. Koltuktan kalkmak istiyorum hamle yapıyorum ama vücut kalkmıyor. Sanki sezeryan olmuşum öyle bir ağrı. Offf neyse geçti bitti. Bundan sonra cidden dışarı çıkmama kararı aldım. Hiç değilse araba olmadan...

Bunun dışında son 2 hafta kaldığı için acayip bir merak ve heyecan bastırmaya başladı. Youtube dan sürekli doğum hikayesi videolarına bakıp ağlıyorum. Anne ve bebeğin ilk kavuşma anı, babanın tepkisi ve mutlu son. Bizim mutlu sonumuza çok az kaldı. Artık gel bebeğim, gerçekten derlerdi de inanmazdım, son ay geçmek bilmiyormuş... Hem fiziksel olarak en zor dönem, hem de ruhsal olarak.Giderek içten içe artan korkuları saymıyorum bile.
- Acaba bebeğime bakabilecek miyim?
- Ya bende annelik içgüdüsü denilen şey yoksa? gibi kafamda deli sorular. Ara ara bunlarla baş etmeye çalışıyorum bide. Sonra birden içimde bir tekme dur diyor. O zaman rahatlıyorum. Benim kızım, benim bebeğim. Tabi ki benden iyi kimse bakamaz diyerek bu haftayı da tamamlıyoruz...

28 Haziran 2016 Salı

GERİ SAYIM: KUMSAL'A SON 10 GÜN


Doğum tarihimiz belli oldu. 8 Temmuz 2016 Cuma günü bebeğime kavuşuyorum. Nasıl mı?

Benim kızım en başında beri pek hareketli bir bebek değil. Ne videolar gördüm bebek anne karnında zıp zıp ordan oraya tekmeler savuruyor. Ama Kumsal öyle mi? Asaletini hiç bozmadı. Sağlıklı olduğunu bana haber verecek kadar içten içe tekmeler attı o kadar:) Kaç kere karnımı video çekmeye çalıştım o tepişirken içeride ama kaydet tuşuna basar basmaz hareketini hep kesti. Şov peşinde olmadı hiç:D Bu yüzden soranlara biraz uyuşuk benim kız dedim hep. Beni yanıltmadı da.. Çünkü hanımefendi içeride dönmeye bile tenezzül etmedi. 32. haftadan bu yana her doktor kontrolüne gittiğimizde baktık ama doğum pozisyonuna girmemişti. 35. haftadan sonra da yer daraldığı ve iyice kilo aldığı için dönmesi artık pek mümkün değildi. 37. hafta kontrolümüz de doktorumuz sezeryan da karar kıldı ve tarihi belirledik. 8 Temmuz günü anne oluyorum!!!! Minik bir yengeç geliyor.

Hayırlısı olsun, kızım sağlıklı olsun demiştim hep ve böyle olması gerekiyormuş. Normal doğum veya sezeryan diye diretmemiştim hiç. Çünkü son ana kadar her şeyin bir anda değişeceğini biliyordum. Bizim için hayırlısı sezeryan doğummuş. En güzel yanı da tarihi biliyorsun ya, ona göre hazırlık yapıyorsun. Telaşlanmadan her şey tam oluyor. O güne kadar yaşadığın heyecan, geçmek bilmeyen günler , merak ve biran önce kavuşma isteği... Biz hazırız hadi artık 8 temmuz gelsin, Kumsalımız gelsin;)

26 Haziran 2016 Pazar

Veet Sensetive Touch

Bacak, kasık gibi yerlerdeki istenmeyen tüyler kış aylarında pek sorun olmuyor. Ama bu durum yaz aylarında değişiyor. Malum, havalar sıcak olduğu için ince giyinmek zorundayım ve bunu yaptığımda da istenmeyen tüylerimi almazsam kötü bir görünüm oluyor. Bıyık ve yüz bölgesindeki tüyleri devamlı almak zorundayım zaten ama Veet ile tanışana kadar yaz aylarında inanılmaz bir strese giriyordum.

Tüyleri cımbızla, ağdayla almak oldukça zor. Açıkçası bazen ağdanın acısına katlanmaktansa istenmeyen tüylerimle barışmak ve onlarla yaşamak daha cazip geliyordu. Canımı yakan ve her yerimin kızarmasına sebep olan ağda seanslarını düşündükçe ürperiyorum. Veet’in bir ürünüyle tanışana kadar bunun benim için ciddi bir sıkıntı olduğunu itiraf etmeliyim.

İstenmeyen tüylerimden kurtulmak için denemediğim yöntem, yapmadığım ağda kalmadı. Bu yöntemler zahmetli olduğu ve acı verdiği gibi, etkili de olmuyor. Tüyler bir süre sonra tekrar görünmeye başlıyor. Haftada bir ağda yaptığım zamanları hatırlıyorum. Bununla ilgili dert yanarken bir arkadaşım bana Turuncu Kasa diye bir siteden bahsetti. Ona gerçekten minnet borçluyum.

Sitede gezinirken Veet Sensetive Touch depilasyon cihazıyla karşılaştım. Fiyatı bir ayda ağda için harcadığım paranın yarısı kadar bile değildi. Bu yüzden denemeye karar verdim. Ağda ve cımbız zahmetine girmeden istenmeyen tüylerimden kurtulmanın düşüncesi bile iyi geliyordu. Cihaz, internet üzerinden satın aldıktan iki gün sonra elime geçti. Turuncu Kasa’nın birçok alışveriş sitesinin aksine hızlı kargo seçeneğiyle hizmet verdiğini de söylemeliyim.
Keşke bu cihazı daha önce keşfetmiş olsaydım. Koltuk altındaki tüyleri alırken ağda için verdiğim paralar ve çektiğim acılar gözümün önünden geçti. Sensetive Touch, vücudun her yerindeki istenmeyen tüyleri kolaylıkla alıyor. Üstelik bunu yaparken hiçbir şekilde acı vermiyor.

Sensetive Touch sayesinde yaza hazırım. İki gün sonra yazlığa gideceğim ve bikini giyerken vücudumun çeşitli yerlerinde sırıtan tüyleri düşünmem gerekmeyecek. Cımbızımı ve ağda malzemelerimi çöpe attım, sanırım onların yüzünü bir daha görmek istemiyorum. Sensetive Touch depilasyon cihazını ise bavulumun en güzel yerine yerleştirdim. İyi ki Turuncu Kasa ile tanışıp bu etkili ürünü satın almışım.

25 Haziran 2016 Cumartesi

Hamilelik Günlüğüm: 35-36. HAFTALAR

Selamlar!
 
Hamilelik günlüğü yazılarım maalesef istikrarlı bir şekilde devam edemedi. En son yazdığımdan bu yana 10 hafta geçmiş. Ben şuan 37. haftamdayım. Ama size geçtiğimiz 2 haftanın kısa bir özetini anlatmak istiyorum çünkü son 2 haftada hamile olduğumu resmen anladım!
Daha önce ki yazılarımı okuduysanız bilirsiniz ki benim hamileliğim çok rahat geçti. Şükürler olsun bir sorun yaşamadım. Normal hayatıma aynı şekilde devam ettim. Ama nazar mı değdi nedir 35. haftadan sonra hamilelik komplikasyonlarına bende dahil oldum:)

Varan 1: Allahımmmm bu ayaklar bana ait olamaz!
O kadar çok ödem topladı ki vücudum bir anda üzerime 50 kilo daha koymuşlar gibi hareket edemez oldum. Özellikle binlerce arı tarafından sokulmuş gibi duran benim ponçik minnak ayaklarım artık tanınamaz durumda. Ve ne yaparsam yapayım inmiyorlar. 2 haftadır bu duruma alışmaya çalışıyorum. Hadi diyorum az kaldı geçicek dayan özlem. Ama sadece bunla kalsa iyi...

Varan 2: Bu sıcaklar da ne!?!?
Şansıma havalar ağustos sıcaklarını aratmıyor:( Evimizde klima yok, vantilatör yok. Serinlemeye dair yaptığımız tek şey soğuk duş. Geceleri salonda ki derece nasıl 32-33 gösterebilir ya şaka gibi resmen. Gündüz kaç derece söylemiyorum bile.Ee haliyle aldığım kilolar, ödemim ve kocaman gergin karnıma bir de bu sıcaklar eklenince beni bi afakanlar basıyor. Bende anneme yakın oturduğum için 24 saatin çoğunu orada, klima karşısında geçiriyorum. Ama hala tam anlamıyla rahat mıyım? HAYIR!

Varan 3: Aldığım kilolar...
İnsanın üzerine 9 ay da bir 20 kilo eklenince ister istemez bayağı bir değişiklik yaşıyor tabi. Evet tam 20 kilo aldım. Doğurana kadar vakit olduğunu da göze alırsak 25 kilo ile hamilelik defterimi kapatmayı planlıyorum. Şimdi kaç kiloydum, kaç kilo oldum gibi ince ayrıntılara girmicem, gerek yok:) Ama bu alınan 20 kilo hayatı daha da zorlaştırıyor haliyle. Giyecek hiçbir şeyim yok! sözü gerçek oldu. Pantolonlarım olmuyor artık. Daha önce aldığım hamile pantolonları bile inanılmaz sıkmaya başladı. Tşörtler, bluzlar ise, iyice karnım çıktığı için ön tarafları havada kalıyor ve kötü duruyor. Ne giyeceğimi şaşırdım resmen. Bu dert yüzünden dışarı çıkasım bile gelmiyor. Gardırop karşısında ne giyicem diye sinir krizi geçirmektense oturuyorum kuzu kuzu evimde-annemde.

İşte bende ki son durumlar böyle. Pek iç açıcı bir yazı olmadı değil mi? Hamileliği peri masalı gibi anlatan kitaplar var ya yalan. Alın size acımasız gerçekler...

21 Haziran 2016 Salı

Sonunda Aradığımı Buldum

Merhaba. Ben 28 yaşında bir anne ve bakımına özen göstermesi gereken bir müşteri temsilcisiyim. Çalıştığım işin yoğunluğu nedeniyle alışverişe vakit ayıramadığım bugünlerde, sizlere yeni keşfettiğim bir alışveriş sitesinden söz etmek istedim. Derdime çare olan bu alışveriş sitesinin ismi Kozmium.

Müşteri yorumları ve çevremden duyduğum olumlu görüşler sonrası denemeye karar verdiğim alışveriş sitesine ilk girdiğimde kendimi kaybettim. Öncelikle 1 yaşındaki bebeğimin için almaya fırsat bulamadığım bitkisel gaz damlası ve burun aspiratörü gibi bulunması kolay olmayan ürünleri sipariş ettim. Ardından cilt bakımım için ihtiyaç duyduğum anti-aging etkili kremi çok uygun bir fiyata sepete ekledim. Bakımlı bir anne olmak gerçekten zor olabiliyor.

Sitede gezinmeye devam ederken uzun zamandır arayıp bulamadığım bir saç boyası rengini gördüğümde çocuklar gibi sevindim. Ürün çeşitliliğinde kaybolduğum bu sitenin bakımlı kadınlar için bulunmaz lüks olduğunu anladım. Alışverişimin devamında bu sıcak yaz günlerinde terlemeyi önleyici ürünleri sepetime eklerken, bakım kremleri ve losyonlar almayı ihmal etmedim.

Müşterilerle yüz yüze konuşan ve toplantıdan toplantıya koşan bir kadın olarak en özen göstermem gereken yer olan dişlerim için diş parlatıcı ve ağız bakım ürünleri sipariş ettim. Sepet dolmaya devam ediyordu ve ben bu çeşitlilikten memnun kalan bir kadın olarak durmuyordum. Bitkisel ürünlerin gücüne yani alternatif tıpa güvendiğim için birkaç ürünü de bu bölümden aldım. Zayıflamamı ve formda kalmamı sağlayacak bitkisel ürünleri de listeye ekledikten sonra sepetimi onayladım. Ortaya çıkan fiyat gayet makul ve internetten alışverişe teşvik eden bir tutardı.

Sipariş ettiğim ürünler ertesi gün kapıma kadar kargo ile getirildi ve bebeğimin bakımında bana yardımcı olan anneme teslim edildi. Böyle şeylere alışık olmayan annem kutudan çıkanların çeşitliliğine inanmakta zorlandığı için ‘Bunların hepsini aynı dükkan mı satıyor?’ dedi. Çok güldüm ve herkese anlattım. Bu yazıyı da bu olay nedeniyle yazdım. Benim gibi yoğun ve alışverişe vakit aramayanlar için bulunması güç bir platformdan sizler de yararlanın istedim. Hayat paylaşarak çoğalır. Bir yararım dokunduysa ne mutlu bana.

17 Haziran 2016 Cuma

Erkek Ceket Modellerine Özel 5 Püf Nokta

Erkek ceket, blazer modellerinin en büyük avantajı, yapacağınız başarılı bir kombinle bu parçaları hem bir akşam arkadaşlarla kahve içmeye giderken, hem şık bir davette, hem de dilerseniz oldukça spor ve rahat bir günde giyebiliyor olmanızdır.
 
İnce detaylarla tamamen başka bir tarza bürünebileceğiniz bu ceketleri kombinlerken, sizin için hazırladığımız birkaç püf noktaya kulak verirseniz, tek bir ceket ile bambaşka tarzlara bürünmeniz mümkün.
1. Gecenin Şıkı Olun 

Şık bir davete veya bir düğüne katılıyorsanız koyu renk bir ceket her zaman doğru tercih!
Örneğin; siyah bir ceketin içine giyeceğiniz beyaz bir gömlek ve yine siyah bir kravatla kolayca gecenin şıkları arasına girmeniz mümkün. Bunun yanında biraz daha farklı ve tarz olmak istiyorum derseniz, size koyu tonlarda lacivert bir takım ve aynı renk kravat ile siyah gömleği kombinlemenizi öneriyoruz.

2. Sportif ve Göz Alıcı 

Sportif olmak, sizin için en az şık olmak kadar önemliyse, önereceğimiz ilk adım kendinize basic bir tişört seçmeniz. Ardından koyu kahve keten bir pantolon veya dilediğiniz tarzda bir kot pantolon üzerine giyeceğiniz ceketinizle spor olduğunuz kadar şık da olacağınız aşikar.
3. Süveterin Modası Asla Geçmez

Doğru renk ve desenler seçildiğinde gömlek & süveter ikilisinin ne kadar çekici olduğunu hepimiz biliriz. İşte bu noktada size tavsiyemiz, bu ikiliyi seçeceğiniz şık bir ceketle tamamlamanız olacak. Böylece bulunduğunuz ortama göre spor kaçabilecek süveter ve gömlek kombininize dahil edeceğiniz bir ceket, size hem rahat hem de şık bir görünüm kazandıracak.

4. Kış Aylarında Şık Kalmak Mümkün 

Kış aylarında maruz kaldığımız soğuk havalar yüzünden oldukça kalın kazaklar giydiğimiz malum. Tek parça, kalın giysiler giydiğinizde kullanabileceğiniz aksesuar azaldığı için düzenli ve şık bir görüntü vermeniz zorlaşabilir. Fakat bunun için de bir önerimiz var: Şık bir ceket! Tahmin ettiğiniz gibi, şöyle kalın mı kalın, boğazlı gri bir kazağın üzerine giyeceğiniz siyah bir ceket, sizi aniden bir kış prensine dönüştürmek için yeterli olacak.
5. Ceket Cebindeki Mendil Mucizesi 

Evet, yanlış duymadınız! Yıllardır kullanıp gördüğünüz bir cep mendili, ceket kombinlerinde bir mucizeye sebep oluyor. Uygun desenler ve parçalar kullandığınız takdirde, taşıdığınız spor bir kombini aniden şıklaştıracak en küçük parça bir mendil olacaktır. Bu alanda ise size önereceğimiz en uygun kombin önerisi, ince bir triko üzerine giyeceğiniz ceketin cebine trikonuzun tonlarında bir mendil yerleştirmeniz. Böylece ufak bir parça dokunuşu ile aniden iki kat özenli ve şık bir görünüme sahip olabilirsiniz.

Sadece tek bir ceket ile bu 5 püf noktayı kullanarak, https://www.beymen.com/erkek-giyim-10013 linkinden Beymen'in birbirinden farklı erkek ceket ve tüm giyim modellerine göz atabilir, moda ve